Sevmekten Kim Usanır

Bu yazıyı sabahın 5 inde yazmaya başladım. Aslında bu günlerde olmamı sağlayan, hayatımı etkileyen insanlardan bir kısmı da hayatıma giren kadınlar oldu. Bu yazıda her şey var sevmek,sevilmemek ve aldatılmak. Hemen hemen her şey.

İlk kırgınlığım "N" oldu. İlkokulun son zamanlarıydı. 8. sınıfta falandım şansıma böyle şeyler hep son seneler başıma gelirdi. Bunun avantajı okul bitiyor ve ortam değişiyordu. Dezavantajı ise; lanet olası sınavlara çalışamıyordum. Duygusal bir yapım vardı ve kırgınlıklar beni çok etkiliyordu adeta dağılıyordum. Ama bunları bilen sadece "Z" isimli bir arkadaşım vardı. Başka kimse bu yapımı bilmezdi. Neyse sarışın kızlara olan zaafımız malumunuz. "N" öyle bir kızdı. Görünce bir titreme gelmişti. Ama fizikten çok benim için zeka da önemli bir parametre çünkü salak insana kimsenin tahammülü yoktur. Şansa bak ki "N" zeki de bir kızdı. Eh dedik her şart müsait öyleyse neden yazmıyoruz "N" ye. :) O zamanlar sms falan çok pahalı şeyler. Dershaneye gidiyorum diye annemin telefonunu almışım tabi. "N" ye tam 32 kontör karşılığında açıldım. Yani 16 sms le falan. O zamanlar özgüveni düşük bir insanım öyle yüz yüze konuşabilecek bir kapasitem yok. Hayatımın ilk golü filelere çaresiz bakışlarım arasında yuvarlıyordu "N". Kendisi "T" yi sevdiğini söylemişti bana. Ben hayatımda ilk kez birden fazla duyguyu yaşıyordum. Hem bunları öğreniyor hem anlam vermeye çalışıyordum. İçimde ömrümde ilk kez tattığım platonik aşk, sevgi ve tercih edilmemek gibi duygular filizlenmişti. O yaşta bir çocuk için çok ağırdı. Bir sene boyunca "N" ve "T" nin gözümün önünde yaşadıkları aşkı izledim. Acı çekmek özgürlükse neden özgür değildim. :) Neyse bu acı dolu sene çok şükür bitti ve ben artık yeni bir döneme başlamanın heyecanıyla "N" yi biraz da olsa unutmuştum. Ama ben de izi kalmıştı. "N" bana sevilmemenin nasıl bir duygu olduğunu öğretti.

Liseye fırtına gibi başladım. Ankara da okuyordum. Hem de Bahçelievler' de. Lisemizin konumu tek kelimeyle harikaydı. Süper liseydi. Yok yok bildiğiniz süper lise. :) YDA diye geçerdi o zamanlar. İlk iki sene serserilik yaptık. Ergenliğe girmenin de verdiği coşkuyla, deyim yerindeyse hayatın canına okuyorduk. 2. sınıfta o güne kadar gözümün önünde olan ama hiç görmediğim biri karşıma çıktı. "B" Allah' ım yine başladık işte. Bu sefer kumraldı. Nedir benim bu açık ton takıntım anlamadım. "B" yi görünce anladım hemen bana ne olduğunu. Tanıdım bu duyguyu bir bakışta.İlk deneyim çok acıydı ya önce bir kendimi frenledim. Oğlum bak yeme bu boku ondan sonra ne olacağını biliyorsun. Zaten kızın sevgilisi de vardı. Ben uzak durdum epey ama eğlenceli biriydim. Gel zaman git zaman o konuşmaya başladı benle. Arkadaşça. Ben de uzun uğraşlar sonucu onla arkadaş olduğuma kendimi ikna ettim sorun yoktu. Sevgilisi de zaten devamlı bizim sınıfa gelir giderdi. Her şey normal ilerliyordu. Ta ki son seneye kadar. Ah o lanet son sene. Yine başladık "B" sevgilisinden ayrılınca ben de duygular bir alevlendi. Öyle bir huyum vardır hemen gaza gelirim. Dizginleri salınmış bir at gibiyim. Dolu düzgün yürüyorum "B" ye. Gel zaman git zaman muhabbet koyulaştı. Sonra bir Cuma günü "B" ye bir açılım sürecine girdik. Tabi sağolsun dostum "Z" vardı ya onla enine boyuna oturup konuştuk ve sürecin rotasını çizdik. Ben açılınca "B" şok tabi. "Omo boz orkodoştok" vs Tamam ulan ben de öyle biliyordum ama ne yapalım söz dinliyor mu? Yok. Neyse benim bu konuda tavrım netti iletişimi keselim. Bir kaç hafta sonra ömrümde ilk kez sevinç duygusunu tattıran bir mesaj aldım. "B" görüşmek istiyordu. Eski sevgilisini unuttuğunu ve benimle olmak istediğini. Harika bir haberdi hemen şampanyaları patlattım ve yola koyuldum. :) Sadece 2 hafta sürdü sonradan arkadaşından öğrendiğim kadarıyla eski sevgilisini unutmak için benle çıkmayı kabul etmiş. Gerçek bir yıkımdı. Depresyona girdim yine o yaşta. Tabi ne yaşadığımı bilmiyorum. "B" nin de izi kaldı ve ben yine ortam değiştiriyor evriliyordum. Yine başka bir insana geçiş yapıyordum. Her acıda değişiyordum. Artık üniversite zamanı gelmişti. "B" den kullanılmak ne demek onu öğrendim.

Üniversite başladı bu kez de. Yine ilk sene hazırlık ve gezme tozma ile geçen bir sene. Adetimdir. Ne zaman büyük bir sınava hazırlansam sonraki sene mutlaka hazırlık okur ve doyasıya gezerim. Bir sene boş boş gezdikten sonra, bu kez bir değişiklik yaptım ve kendime bir kural koydum okuldan biriyle olmayacak dedim. Ne trajiktir ki; üniversite 1. sınıfa geçtiğim de bir anda o şok anını yaşadım. "N" yi hatırlıyorsunuz dimi. O bizim okulda istatistik okumaya başladı. "B" de bizim bölümde okumaya başladı. Hayat benle dalga geçiyordu. Neyse ben yine de mahalleden "D" isimli bir kız bulmuştum. Allah' ım tabiki sarışın ve renkli gözlü. Ben şunu anladım hayatıma renk katmayı seviyorum. :) Ya göz ya saç renkli olacak. Ama bu sefer ikisi birden renkliydi. "D" ile sevgili olmamızın 13. günüydü ve eski sevgilisinden bir mesaj aldım. "D" nin ona attığını ima ettiği bir mesaj. Çocuk biraz pısırıktı ama yine de hala "D" yi sevdiği belliydi. "D" ye bunu gösterdiğim de tabi ki inkar etti. Ben de seviyorum neden inanmayayım ki. İnandım ama içime de bir kurt düştü. Bu kurt beni yedi durdu. Tabi iletişimi de etkiledi. Neyse Allah' ın sevdiği kuluyum ki gerçekler hep ortaya çıkıyor. İlişkinin artık uzatma dakikaları oynanıyordu. Herkes "D" den bir gol haberi bekliyordu. Beklenen gol son dakika da mükemmel bir rövaşatayla geldi. Canımı ciğerimiz "D" nin hali hazırda eski sevgilisiyle görüştüğünü öğrendik. "D" ile olan ilişkimiz altın golle son buldu. "D" den aldatılmayı öğrenmiştim.

Diyeceksiniz ki ulan deyyus hep sen mi haklısın? Hayır arkadaşlar sadece bu benim pencerem elbette bunları yaşatanların da haklı sebepleri vardır. Ben sadece kendi açımdan yayınladım görüntüleri. :) Bu yazıda ismi geçmeyen çok insan var hayatımda neden bahsetmediğimi söyleyeyim. Çok basit çünkü beni ya ilişkideyken ya sonrasında umursamadılar. Bir kısmına hala kızgınım bir kısmının ismini bile unuttum. Aslında beni üzen beni umursamayanlar oldu hep. Yukarıda bahsettiğim insanlar bana ilkleri yaşatan insanlar oldu hep. Burada adı geçen ve geçmeyen her insan beni ben yapan insanlar oldular. Herkese çok teşekkürler. Yazının başlığına gelirsek. Her şeye rağmen sevmek yani ben bunu pek beceremediğimi düşünsem de. Çünkü diğer insanlardan farklı bir sevme algım var. Ne diyorduk sevmek çok güzel. İnsana insan olduğunu anlatan bir olgu.

Saygı Duruşu.
Kapanış.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Efexoru Bırakmak

Antidepresan Kullanırken Yaşananlar

Umursanmamak