Umursanmamak

Ben nasıl deli oldum sorusunun cevaplarından birini buldum. Kesinlikle umursanmamak bunlardan biri. Belki de yazmak ve blog oluşturmak beni bu yüzden rahatlatıyor. İnsanların beni okuduğunu bilmek ruhuma iyi geliyor. Her şeyden önce umursanmamak kişiden kişiye göre değişen bir algıdır. Herkesin umursanma eşiği ve umursandığını anlama biçimi farklıdır. Demem o ki siz umursanmadığınızı düşünüyorsunuz diye karşıdaki sizi umursamıyor demek değildir. Ancak ben olaya kendi penceremden bakacağım.

Bir kere umursanmak neden önemli ondan biraz bahsedelim. Umursanmak var olduğumuzu hissettirir. Siz umursanmadığınız bir yerde varlığınızın kabullenilmediğini ve değersizleştiğinizi hissedersiniz. İletişim hakkında çalışmalar yapan psikologlara göre 3 çeşit iletişim algısı vardır. Bunlar kabul görmek, reddedilmek ve umursanmamak. Bu 3 iletişim çeşidinden tabi tercihimiz kabul görmek. Ama reddedilmek, umursanmamaktan daha kötüdür diye düşünüyorsanız. Ömrünüzde sizi umursamayan biri olmamış demektir. Uzmanlara göre de umursanmamak en kötü iletişim biçimidir. Kaynak götüm. :) Şaka şaka akademik bir makale yazmadığım için kaynağı da koymuyorum. Dilerseniz iletişimle ilgili bir kaç kitap okuyarak bunun doğruluğunu test edebilirsiniz.Yine uzmanlara göre kabul görme şeklinde iletişimin çok olduğu toplumda huzur ve mutluluk, reddedilmenin çok olduğu toplumda cinayet ve sinirin, umursanmamanın çok olduğu toplumda ise akıl hastalarının çok olacağı söyleniyor.

Toplumsal olarak bozuk bir iletişim yapısına sahip olduğumuz aşikar. Yani asık suratlı insanları düşünün. Bir bakkala girdiğinizde "Günaydın" dediğiniz adamın sizi sallamadığını düşünün. Çıldırırsınız değil mi? Eh işte aynen de öyle oluyor. Toplum olarak sinirli ve umursamaz bir tavrımız var. Hal böyle olunca ortalık deli dolu. Ben de bunlardan biriyim.

İlk delirmem babam sayesinde oldu. Çok ufak yaşlardan itibaren babam ne zaman kızsa bana küserdi. Ne kadar yanlış bir yöntem. Bu yöntemin faydalı olduğunu düşünürdü kendince. Ama maalesef alakası yok bu yöntem genelde ters tepiyordu bende. Ne yapıyorsam daha fazlasını büyük bir öfkeyle yapmaya devam ediyordum. Çünkü; bana küsüyordu ve beni umursamıyordu. Allah' ım çıldıracak gibi oluyorum. Ne zaman biri benle iletişimi kesse o hal aklıma geliyor ve deliriyorum. Etkileri hala devam ediyor yani. Bu yüzdendir ki insanlarla hiç bir zaman sağlıklı iletişim kuramadım. Yani oturup sonra konuşalım olayı ben de hiç olmadı çünkü sessizlik beni delirtiyordu. Bir şey olunca o an konuşmalıydım.

Sonrasında tabi bu delirme hali gönül ilişkilerime de yansıdı. Ne zaman kız arkadaşlarımdan biri benle iletişim kurmayı kesse veya biraz sinirinin geçmesi için olayı nadasa bıraksa ben çıldırıyordum. Hala böyleyim bunu yenmenin yolunu arıyorum. Ancak umursamamak sadece ben de problem yaratan bir şey değil belli ki. Bir insanı yok saymak ona yapılabilecek en büyük hakaret olsa gerek. İnsanlar bunu acı çektirmek için sıklıkla yapıyor.

Bu tarz bir sorununuz varsa ki ben bu konuda ben haklıyım demiyorum. Ama uzmanlar bana akıl hastalığı konusunda hak veriyor. Bu sizin yumuşak karnınız oluyor. Sizde bu özelliği gören sabırlı insanlar bunu size karşı kullanıp olayları tırmandırıyor. En son da al işte sen böylesin noktasına getirip finali yapıyor. Umursamayan insana bakışım son derece net. Ahlaksızca buluyorum bu hareketi. Ama dediğim gibi ben umursanmadığımı hissediyorum diye o beni umursamıyor anlamına gelmez. Sadece demek istediğim şu karşınızda benim tipimde bir insan varsa ve onu umursuyorsanız onun algısını değiştirmeye yardımcı olun. Yani onun üstüne gidecek hareketler yapıyorsanız bunu ona açıklayın.

Sanırım bizim toplumumuzda kadın erkek arasındaki en sağlıksız ve en çok olan ilişki türü bu. Kadınlar veya erkekler karşıdakilerini umursadığını iddia ediyor ancak davranış olarak tam tersi yapılıyor. Şöyle söylemek gerekirse iletişimde en son ihtiyaç duyulan iletişim biçimi sözlü iletişimdir. Yani birine "Seni seviyorum" demenin en son yolu bunu sözle dile getirmek olsa gerek. Çünkü; sözde ortada duygu yoktur. Ama hareket de ve davranışta ortada duygular vardır. Yani demek istediğim şu; biri size senin için her şeyi yaparım diyebilir. Başka biri de sizin için her şeyi yapıyor olabilir. Hangisine inanırdınız?

Ben hayatım boyunca iletişim kurduğumda sözlere değil hareketlere odaklandım. Hatta bu yüzden çoğu zaman ketum, duygusuz ve odun olarak adlandırıldım. Çünkü; romantizm dolu sözler söylemiyordum. Evet çiçek konusunda da biraz eksik kalmış olabilirim. :) Dikkatimi çeken şu oldu. Ne zaman birinin yaptığı davranışı yüzüne vursam hiç düşünmeden ilk yaptığı şey inkar etmek oldu. Yani şöyle örnekleyelim. "X sen beni hiç dinlemiyorsun." X' in cevabı direk " Ne alakası var saçmalıyorsun" oldu. Bingo. Siz doğru yere temas ettiniz ve anında inkar edildi. Bu sizin haklı olduğunuzu gösteriyor maalesef. Normal bir insanın " Gerçekten öyle mi? Neden böyle düşünüyorsun?" demesi gerekirdi.

Sağlıklı bir ilişkinin temel prensibi aynı dili konuşmaya başlamaktır. "Ben seni seviyorum. Sen anlamıyorsun." " Ben seni özlüyorum sen farkında değilsin." "Ben seni umursuyorum. Sen anlamıyorsun"  gibi cümleleri oldukça sık duyduğunuza eminim. Evet ben de oldukça duydum. Ancak bunlar doğru cümleler olsa dahi bir sonuç vermiyor. Demek ki sorun burada aynı dili konuşamamakta. Sizin umursama, sevgi ve özlem anlayışınızla. Karşınızdakinin bu anlayışları farklı algılamasında. Yani şöyle anlatayım. Biz Türk toplumu jest ve mimikleri kullanmayı çok severiz. Mesela karşılaştığında öpüşen, sevdiği insana el şakası yapan bir milletiz. Ancak bu iletişim biçimi bir Alman da aynı olmuyor. Bu karşınızdaki kişide bu duyguların olmadığını göstermez sadece bunu algılama biçiminin daha farklı olduğunu gösterir.

Hayatınızda her kimle iletişim sorunu yaşıyorsanız ve onu umursuyorsanız oturup konuşun. Ortak dili bulmaya çalışın. Yoksa asla mutlu olamayacak ve sağlıklı bir iletişim kuramayacaksınız. Bakın görün karşınızdaki kişi umursandığını hissettiği an nasıl güzel bir insan oluyor. Ancak unutmayın umursanmadığı hisseden insan ondan asla beklemeyeceğiniz şeyler yapabilir. Kısacası uzmanlarında dediği üzere umursanmamak gerçekten insanı delirtir.

Benim umursanma anlayışım diğer insanlardan farklı. Zaten her insanın bile parmak izinin farklı olduğu bir biyolojide nasıl herkesin aynı olmasını beklersiniz ki. Herkesin farklı bir kodlama dili var önemli olan bu dili çözmek. Ben bundan sonraki ilişkilerimde kesinlikle buna daha özen göstereceğim.


Bu söz de umursamaz insanlara gelsin :)

Umursamıyor olmam anlamadığım anlamına gelmez. 

Bart Simpson :)


Not: Şunu belirtmek isterim ki umursanmamak ben de aşırı hassas bir konu algımın bu kadar farklı olmasının sebebi ufak yaşta yaşadıklarım. O yüzden normal insanlardan farklı davranışlar gösteriyorum.

Yorumlar

  1. Hassas olan yönün hakkında derin bir bilgiye sahip olman seni çok daha güçlü yapmış yolun açık olsun, eline yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Evet gerçekten de umursanmamak çok çok çok çıldırtıcı bir şey.Tarif bile edemiyorum ama ben birini ne kadar umursasam da (göstersem de)karşıdaki umursamamayı seçti.sanki ben yokum öyle biri var olmamakta dercesine...Ben de onu umursamıyorum-guya-iletisim kurmaya çalışsam bile ya tersliyor ya da dönüt yapmıyor.Bıktım uğraşmaya cağım.Ben de onu yok sayacagim bu oyunu başlatan oydu kaybeden ben olmayacağım 😏

    YanıtlaSil
  3. Evliligimde esimle en cok yasadigim sorunlardan biri bu. Ve ben erkegim. Durum sudur ki; surekli yokmusum gibi dusunuyor, butun olay ve durumlarda baska nesneleri ve kisileri benim onume koyuyor, asiri maddeci ve deger yargisi guc odakli bir insan. Surekli ben ben demekten yoruldum. Artik kendimi psikopat gibi hissettigim noktadayim. Yaziniza nasil denk geldim bilmiyorum ama umursanmamanin ile alakali oldugundan ilgimi cekti, bunu anlatabilen bir insana denk gelmek sadirtici gercekten. Bu tip insanlarla nasil gecinebilirim? Kabul etmelimiyim, degisebilecegine mi inanmaliyim. Yoksa arkami donup gitmelimiyim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Efexoru Bırakmak

Antidepresan Kullanırken Yaşananlar