Lviv İzlenimleri, Gideceklere Tavsiyeler-2

Beni okuyup ciddiye alan var mı bilmiyorum ancak selamlar. İlk yazımda kafayı bir eve sokmuştuk. Şimdi Lviv' de bir şehir turu atacağız. Öncelikle şunu söyleyeyim. Eser miktarda ingilizceniz varsa korkmayın, bu ülkeye tek başına gidebilirsiniz. Çok ingilizce bilmeseler de hayatta kalabilirsiniz. Zaten Uber ve Booking bunun için yeterlidir.

Şimdi size şablon şeklinde Lviv' de geçirdiğim bir günü baştan aşağı anlatıyorum. Öncelikle Lviv' de kaldığım ev merkezde bulunan Rynok Meydanı'na 1-2 km uzaklıktaydı. Taksiye binseniz muhtemelen 70 UAH falan tutar. Bu arada tekrar belirteyim Uber dışında Ukrayna' da benzer yerli firmalar var. Yerli ve milli Uber :) . Ama Rusça bilmek gerekiyor. Kaldığım ev Malavich diskonun hemen karşısındaydı. Malavich bana göre şehirdeki en güzel disko. Benim gibi daima aç bir insansanız gözünüzü açar açmaz hemen ne yiyeceğim diye düşünmeye başlıyorsunuz. Ben genelde kahvaltıda hamur işi vs sevdiğim için evin hemen köşesindeki kruvasancıdan, kahve ve kruvasan takılıyordum. Kruvasan diyince aklınıza sadece tatlı bir şey gelmesin. Bunlar ekmek boyutunda yapıyor ve arasına istediğiniz malzemeyi koyuyor. Sandviç usulü yani. Bol malzemeli bir kruvasan+amerikano aşağı yukarı 100 UAH vs tutuyordu. Kahvaltıdan sonra merkeze geçebilirsiniz ya da kahvaltıyı merkezde yapabilirsiniz. Ben Malavich den merkeze kadar yürüyordum. Böyle şehirlerde en iyisi yürümek bence. Hem yediğinizi eritirsiniz hem de şehri daha iyi görürsünüz. 

Rynok Meydanı şehrin merkezi ancak bir merkez daha var ki o da Rynok' a çok yakın olan Opera binası. Ukraynalılar gerçekten sanata ilgi duyuyorlar. Hangi müzeye gitsem mutlaka Ukraynalılar çoğunluktaydı. Benim gittiğim tarihlerde Opera binasının önündeki meydanda stantlar vs vardı. Burada hediyelik eşyalar, yerel kıyafetler, yiyecek, içecek vs her şey vardı. Merkezdeki patenli dövmeciye dikkat edin tam bir abazan paratoneri. Fotoğraf çekilip para istiyor. Türk görünce kaçmaya fırsat olmadan boynunuza atlıyor. Ayrıca hemen paraleldeki sokakta birde yerel pazar var. Hediyelik eşya vs almak istiyorsanız o pazardan alabilirsiniz. Bu arada Lviv' de geçirdiğim vakit boyunca Foursquare ve Google Maps kullandım sadece. Mekanlara bile oradaki yorumları okuyarak girdim diyebilirim. Lviv deki tüm mekanların hemen hemen hepsi Rynok Meydanında bulunuyor. Kalacağınız süre eğer bir hafta vs ise bence her güne 1-2 mekan sığdırarak gezerseniz daha iyi olur.
Rynok Meydanı' na çıkan bir çok ara sokak var. Size tavsiyem Rynok Meydanı' na giderken her seferinde farklı rotalar izlemeniz. Korkmayın burada kaybolma imkanınız yok.

Meydana gider gitmez ilk işim belediye binasının üstünde bulunan saat kulesine çıkmak oldu. Şehri tamamen ayaklarınızın altında görebiliyorsunuz. Çıkması çok yorucu yemekten hemen sonra denemeyin. :) Şehirde ilk dikkatinizi çeken şey kliseler olacak. Burada hemen hemen tüm mezheplere ait kliseler var. Sanıyorum ayrımını kubbelerine göre yapıyorlar. Oval kubbe, sivri kubbler vs. Şehirle ilgili ilginç bir ayrıntı ise binalardaki pencere sayısı. Eskiden 1 kapı için maksimum 3 pencere kuralı varmış. Fazla penceresi olanlar ekstra vergi veriyormuş. Bu yüzden çoğu bina 1 kapı 3 pencere şeklinde inşa edilmiş vaziyette. 

Şehre şöyle bir tepeden baktıktan sonra o kadar yürüdük bir kahve içelim diyebilirsiniz. Benim gibi kahve seven bir adamsanız Kahve Madenine gidiyorsunuz hemen. Şehirdeki tüm mekanların hemen hemen bir konsepti var. Bu kahvecinin de konsepti maden ocağı. Mekana girer girmez burnuma kahve kokusu geldi. Mekanın arka tarafında bahçe gibi bir yeri var. Ayrıca akşamları burada canlı müzik var. Kahvelerin bazısı yanında likörle geliyor. Bu likörü ben pek beğenmedim. Ballı bir likörleri var. Neyse oturup kahvemi içerken insanların alt kata grup halinde girip çıktıklarını fark ettim. Biliyorsunuz bir Türk olarak hemen "Ne oluyor lan orada?" sorusu geldi aklıma. Bende bir girip baktım tabi. Arkadaşlar aşağıda bir maden konsepti var. Bunu özellikle söylüyorum ki Jeoloji Mühendisi olduğumu bilen bir Kazak arkadaşımla ertesi gün gittiğimiz zaman " OOww Buradan Kahve mi çıkarıyolar?" diye saçma bir soru sordu. Adamlar girişte baret falan veriyor. Atmışlar masaları vs tahkimatlar, fenerler vs bildiğin kapalı ocak yapmışlar. Ben çok beğendim bu kısmını.Kahveyi de içince yavaştan bir acıkma geldi tabi. Öğle yemeği için Foursquare' den mekan bakarken, Grill&Beer isimli mekanı gördüm. Mangal ve Bira içerikli olunca çok düşünmedim tabi.

Arkadaşlar şöyle bir şey açıklayayım. Bu adamlar bölgenin turistlik olduğunun farkında. Bizim memleketteki işletmeci kafası bunlarda yok. Öncelikle dürüst işletmeciler ve yaptıkları işi çok ciddiye alıyorlar. Yani adam silkelemeye çalışmıyorlar. Ayrıca her mekan bir konsept ve çok güzel yapıyorlar işlerini. 

Öğle yemeği için 500 gr bir steak ve yerel biralarından söyledim. Burada hiç çekinceniz olmasın. Adamlar menüde domuz etini açık açık yazıyorlar.Yalnız tavsiyem eti çok pişmiş söylemeniz. Diğer türlü bayağı çiğ geliyor. Çok pişmişte bile içi kıpkırmızı ve kanlıydı öyle diyim. Neyse toplam yarım kilo steak ve 2 lt bira içtim. Ödediğim hesap 300 UAH evet evet yanlış duymadınız 300 UAH. Yani 40-50 tl civarı bir miktar. Peki neden bu kadar ucuz? Çünkü; adamlar üretiyor. Şehirlerin etrafı köy dolu. Adamlar ekiyor,biçiyor,yetiştiriyor. Hal böyle olunca yiyecek içecek çok ucuz.

İlk gün akşam takılacağım mekanı gözüme Türkiye' de kestirmiştim.Bir bira hastası olarak Beer Theatre. Arkadaşlar mekan benim için bir cennetti. Her gün saat 7 buçukta Pravda orkestrası sahne alıyor. Mekanın en alt katında adamlar kendi biralarını üretiyor. 2 tane kazanları var burada maltı suyla kaynatıyorlar. O maltın kokusu tüm mekanı kaplıyor. Personel çok neşeli. Biraların taze olduğunu şerbetçi otunun baskın aromasından anlayabilirsiniz. Ayrıca biraların isimleri de diğer ülkelerin devlet başkanlarının adı. Misal stout biranın adı Obama. Tüm Ukrayna genelinde sevilmeyen bir isim var ki tahmin edeceğiniz üzere Putin. Reisimizin ismini hiç bir birada göremeyince biraz kırıldım açıkcası. :) Stout birasını denemenizi tavsiye ediyorum. Bu mekanda zaten geceyi sonlandırdım. Orkestraları çok neşeli biraların fiyatları da oldukça uygun 75 cl bir bira 70-80 UAH arası. Burada da bütün gece boyunca ödeyeceğiniz hesap yemek vs dahil 300-400 UAH.

Arkadaşlar çok derli toplu bir yazı olmadığının farkındayım.Şehirde çok güzel mekanlar var. Çoğu internette yer aldığı için onların hepsini anlatmıyorum ancak. Cat Cafe diye bir mekan var. Benim gibi kedileri seven biriyseniz tavsiye edebilirim. Bu arada başka sorularınız olursa buradan yazarsanız cevap veririm. Genel olarak şunu söyleyebilirim. Esnafı güven veren bir şehir. Diskoda bile kazık yemiyorsunuz. Bütün mekanlar aldığınız hizmet karşılığında fişini veriyor. Yemekleri genelde yavan gelebilir. Baharat kültürleri çok fazla yok. Kumpel adlı mekanı da özellikle tavsiye ediyorum. Yemekleri ve birası çok güzel. Mutlaka gidilmesi gereken bir şehir.

Bir not da kızları için bırakayım. Arkadaşlar kızları çok güzel ancak o. değil arkadaşlar. Yani her çeşit insan var. Neyi nerede aradığına göre değişir. Ama sokakta gördüğünüz her kıza o. muamelesi yapmayın. He insan gibi konuşursanız çok güler yüzlü ve iyi niyetliler. Ama Türk erkeklerinden bıkmış vaziyetteler. Neden bıktıklarını anlamak zor olmasa gerek. Rica ediyorum hayvanlaşmayın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Efexoru Bırakmak

Antidepresan Kullanırken Yaşananlar

Umursanmamak