Mutsuzluk Bakanlığı

Bu yazıda ismi geçen kişiler muallak, zaman göreceli, olaylar gerçek, mekanlar uydurmacadır.


Her insan ve her beyin mutluluğu kendi tanımlamakla hükümlüdür.Zaman zaman bize sunulan asıl mutluluk budur gibi viral reklamlar olsa da, insanlar kendi mutsuzluk ve mutluluk kavramlarını kendileri ya belirler ya da ithal ederler. İthal mutlulukta vergiyi düşürmek şart yoksa bu insanlar taş kemirir taş.

İlk mutsuzluğum, mutluluk kavramının sürekliliği olmadığını anlamam ile başladı. Bu aslında hayatın bir bug ı olsa gerek. Yani güzel olan ne var ise ya sınırlı ya da süreksiz daha da kötüsü zararlı.Yazının başlığının mutsuzlukla ilgili olduğuna bakmayın mutluluk ve mutsuzluk grift bir yapıdır. Zeki-Metin, Edi-Büdü, Metin-Ali-Feyyaz gibi ayrı konuşulamaz. Mutsuzluk bir ömür sürebilirken mutluluk neden kısa sürer bunu anlamak ve ya anlamlandırabilmek oldukça zor geliyor. Güzel olmayıp sağlığa da faydalı olmayan tek şey mutsuzluk olsa gerek.

Mutsuzluk bakanlığı kurulsun istiyorum artık ben. Mecliste bir komisyon olsun mutsuzluk araştırılsın. Mutsuzluk sebepleri ele alınsın. İrdelensin. Sağlık Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı bunların hepsi var mutsuzluk da olsun. Ne yapacak peki bu mutsuzluk bakanlığı. Devlet eliyle mutsuzluk faaliyetleri denetlenecek tabi ki. Bu dünya için en korkunç şey mutsuz insanların yaptığı şeylerdir. Mutsuz insanlar evlenmesin bir kere, mutsuz insanlar çocuk yapmasın. Ben buraların gediklisi olarak bakanlığa talibim.

Hayatımıza mutluluk getiren her şey bir değişimle geliyor. Sanıyorum ki mutluluğun hamurunda değişim olduğu için rutin olan her şey artık mutsuzluğa evrilmeye başlıyor. E be kardeşim ufacık çocuk gibi her dakika her dakika değişiklik mi yapacak bu hayat bize? Azcık elinizdeki ile mutlu olmayı becerin kardeşim dediğinizi duyar gibiyim.

Arşimet suyun kaldırma kuvvetini bulmuş ancak kimse mutsuzluğun ağırlığından bahsetmemiş acaba koca koca tekneleri yüzdüren kuvvet mutsuzluğu da bir denizin üzerinde yüzdürebilir mi? Bilmem bu konuya bilim adamlarının eğilmesini isterim.

Her gün bir korku filmi haline geldi artık sabah yalnız yatağından kalk, gözünü açmaya çalış. Sonra ağırca yataktan doğrul. Banyoya git dişini, fırçala yüzünü yıka, giyin ve işine siktir git. Öğlene kadar çalış,yemek ye, eve gel, bi şeyler yap uyu. Korku filmi olan kısım ise lanet olası ertesi gün yine aynı boku ye. Devrimsel bir tespit yapacak değilim. Anlamlı bir yazı olacak gibi bir şey de söylemedim. Mutsuz bir insanım haykırmak istedim.

Mutsuzum ve mutluluk nedir bilmiyorum.

Yorumlar

  1. size nasıl ulaşabilirim ? daha aktif konuşmak için

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Efexoru Bırakmak

Antidepresan Kullanırken Yaşananlar

Umursanmamak